Bahçede oturuyorum şuan.
Tek başına kahve içerken komşunun bahçesinden gelen sesleri dinliyorum.
Kahkahalarla gülüyorlar.
Bugün babalar günü ya, heralde ailece bir araya geldiler.
Şimdi bir grup çıktı komşunun evinden.
Meğer komşumun ailesi gelmemiş.
Evli oğlunun arkadaşları gelmiş.
Hepsi erkek.
Eminim içlerinde evliler de var, çocuklu babalar da.
Bisikletlerini almışlar yanlarına,
Bugünü birbirlerine ayırmışlar.
Sabah erkenden buluşmuşlar.
Gülüşe gülüşe birlikte yola çıkıyorlar.
Kim bilir kaç kilometre bisiklet sürecekler.
Sonra bir yerde oturup mola verecek, muhabbete, gülüşmelere devam edecekler.
Enerji depolamış bir şekilde dönecekler evlerine.
En azından senenin bir gününü gündelik sorumluluklarına,
iş hayatına,
randevularına,
gelecek endişelerine,
problemlerine ayırmadan bitirecekler.
Sonra eşlerini düşündüm.
Acaba onlar da geliyor mudur arkadaşlarıyla bir araya?
Eşleri gibi herşeyi bir kenara bırakıp, spora, arkadaşlarına vakit ayırıyor mudur?
***
Geçtiğimiz günlerde oğlumu bir paten kulübüne götürdüm.
Çocuklara özel bir grup olduğu için patenlerimi yanıma almadım.
Piste geldiğimde ne göreyim?
Anne babalar patenlerin üstünde.
“Nasıl yani? Anne babalar da patene binebilecek miydi bugün?” diye sorunca kulüb kendi profesyonel patenlerinden verdi bana.
Allahım ne güzel patenler öyle.
Kuğu gibi yüzüyorum pistte.
Ama çocukların günü olduğu için onlara uyum sağlamak zorundayım.
Piste sonradan çıktık.
Bir süre sonra çocuklar yoruldu, çıktı pistten.
Fırsat bu fırsat…
Hızlanmaya başladım.
Hızlandıkça hızlanıyorum,
Açtım kollarımı rüzgar,
Gözlerimi kapadım,
Hiçbir şey düşünmedim o an.
Sadece bedenime çarpan rüzgarı hissettim.
Sözlerle tarifi mümkün olmayan bir an..
Sanki gökyüzünde uçuyorum.
Tek başına.
Sağıma soluma bakmadan.
Üzerimde hiç kimsenin, hiç bir işin sorumluluğunu hissetmediğim 10-15 saniye.
Öğle yemeğine ne yapacağımı düşünmeden,
Biriken çamaşıra kafa yormadan,
Bitmek bilmeyen randevuları takip etmeden,
Çözemediğim problemlere üzülmeden,
paten üstünde geçirdiğim 25-30 dakika.
Yanımdan bir baba geçti.
“Profesyonel sürücü müsünüz?” dedi.
“Hayır, son on senedir paten sürmeye hasret kalmış bir anneyim sadece” dedim.
Patenlerden indik.
Üzerimdeki bütün yükü atmış gibiydim.
Rüzgar alıp götürmüştü sanki.
Tekrarı olmalıydı bu anın.
Yükün omuzlarıma çökmesine izin vermemeliydim.
Rüzgar alıp götürmeliydi.
Kulüble konuştuk.
Yetişkinlerin de bir grubu varmış.
Çocuklarım için şoförlük yaptığım güne denk geliyor buluşma saatleri.
Düşünüyorum günlerdir.
Keşke komşunun evinden çıkan bisiklet grubu gibi bir grubum olsa.
Keşke “Hadi şu gün buluşalım, bisiklet sürelim, paten sürelim, basketbol/voleybol oynayalım, masa tenisi oynayalım” dediğimde “Tamam hangi gün?” diyen bir çevrem olsa.
Ben henüz böyle bir organizasyonun parçası olamasam da, fikri paylaşayım, belki siz organize eder, siz parçası olursunuz.
Hepimizin ihtiyacı var böyle günlere.
Paten sürmeyi bilmesemde sanki o anı yaşadım hissettim. Keşke böyle bir fırsatım olsa çocukları bırakıp çıkıp gitsem kafa dağıtsam azda olsa ruhumu dinlendirsem. Her annenin hayali inşallah hayaller gerçek olsun diyorum ve ıyiki paylaştın teşekkürler…