İki arkadaşla buluştuk.
Farklı gün ve saatlerde.
İkisi de anaokullarında Aile Birliği Başkanı.
Biri göçmen kökenli, diğeri değil.
Farklı eyaletlerde yaşıyorlar.
İkisinden de aynı cümleyi duydum.
Şöyle dediler:
Göçmen kökenli aileler anaokullarında yok sanki.
Göçmen kökenli Aile Birliği Başkanı anlatıyor:
Toplantı yapıyoruz. İçlerinde tek göçmen kökenli olan benim. Görev paylaşımı yapıyoruz, yardım eden de, Waffel yapan da Alman aileler. Diğer aileler ortada yok.
Diğer arkadaş ise şöyle diyor:
Anaokulunda ailelerin büyük bir kısmı göçmen kökenli ama Aile Birliğinde herkes Alman. Bazı mektupları farklı dillere tercüme etmek istiyoruz. Almanca bilen göçmen kökenli ailelerden bile yardım alamıyoruz.
Problem senelerdir aynı.
Enteresan olan, anaokullarında Almanca bilen ailelerin artmasıyla birlikte bu sorunun çözülememiş olması.
Demek ki sorun senelerdir anlatıldığı gibi ‘dil engeli’ değil.
Gerçekten engel dil olsaydı, bizim annelerimiz de takılmış olması gerekmiyor muydu bu engele?
Annem bizim anaokulunda düzenlenen bütün aktivitelere, satışlara katılır, standda durur, anaokulunun bağlı olduğu kilisedeki programlara bile katılırdı. Bırakın dil engelini, giyim tarzı (pardesü ve başörtüsü) bile engel olmamıştı. Seneler sonra anaokulları öğretmenleriyle markette bile karşılaşsa muhabbet etmeye çalışırdı. Senelerce bize anaokulunda yapılan faaliyetleri ve bize karşı olan ilgilerini anlattı. Öğretmenlerin isimlerini unutmadı. Vefat edenlerden de haberdar oldu. Hala hayırla yad eder anaokulumuzu.
Arkadaş ‘Göçmen kökenli aileler sence neden yardım etmiyor?’ dedi.
Gözlemlediğim göçmen kökenli ailelerden bahsettim biraz arkadaşa.
Öncelikle Aile Birliği Başkanı olan göçmen kökenli arkadaşımdan, onun gibi anaokullarına büyük katkısı olan arkadaşlarımdan bahsettim.
‘Ama’ dedim.
‘Bazı aileler için önemli olan anaokullarındaki faaliyetler değil, çocuklarının 8-16 arası evde olmaması. Bu aileleri unut’
‘Bazı aileler o kadar yoğun ki (!) asla anaokullarındaki etkinliklere vakitleri yok. Bu aileleri de unut.’
‘Bazı aileler sadece şikayet edilecek bir konu olduğunda çıkar ortaya. Onları da unut.’
Sonra ulaşabilecekleri ailelerden bahsettim.
Belki de problem ailelerin yardım etmiyor olması değil, onlara bu imkanın tanınmıyor olmasıydı.
Anaokullarındaki gruplaşmalardı belki de engel olan.
Grupların yeni insanlara kapılarını açmıyor olmasıydı.
Kimseyi tanımayan annelerin birbirini senelerdir tanıyan ailelerin arasına giremiyor olmasıydı.
Farklılıklara olan itici muamelelerdi belki de.
Belki de başörtülü bir anne yardım etmek istemediği için değil, gördüğü itici muameleyi ikinci kez görmek istemediği için gelmiyordu.
‘Bazen insanların bakışları yetiyor kendini kötü hissetmek için’ dedim.
Belki de var olamıyordu o anne o ortamda.
Belki de görmüyorlardı.
‘Aile Birliğinde olduğu halde selam vermeyen, silik davranan anneler var anaokullarında’ dedim.
Anlattım da anlattım şahit olduğum olayları.
Yine de merak ediyorum.
Sizce neden yardım etmiyor göçmen kökenli aileler anaokullarında?
Meryem’in tenis oynayamayan annesi
Dün oğlumu tenis oynarken izledim. Yanımda duran kızım da oynamak isteyince ‘Ben de oynamak istiyorum ama bak oynayamıyorum’ dedim. ‘Neden oynamıyorsun?’ dedi. Nerden başlasamki anlatmaya. Çıkışta antrenör kızla konuştuk. ‘Başörtülü olduğum için senelerdir tenis oynayamayacağıma inandım. Minik etek giymek zorunda mıyım?’ deyince ‘Tabiki hayır’ dedi. Konuşmaya şahit olan oğlum eve dönerken ‘Anne sen niye benim…
Özlemini çektiğim buluşma
Bahçede oturuyorum şuan. Tek başına kahve içerken komşunun bahçesinden gelen sesleri dinliyorum. Kahkahalarla gülüyorlar. Bugün babalar günü ya, heralde ailece bir araya geldiler. Şimdi bir grup çıktı komşunun evinden. Meğer komşumun ailesi gelmemiş. Evli oğlunun arkadaşları gelmiş. Hepsi erkek. Eminim içlerinde evliler de var, çocuklu babalar da. Bisikletlerini almışlar yanlarına, Bugünü birbirlerine ayırmışlar. Sabah erkenden…
Göçmen kökenli aileler neden yardım etmiyor?
İki arkadaşla buluştuk. Farklı gün ve saatlerde. İkisi de anaokullarında Aile Birliği Başkanı. Biri göçmen kökenli, diğeri değil. Farklı eyaletlerde yaşıyorlar. İkisinden de aynı cümleyi duydum. Şöyle dediler: Göçmen kökenli aileler anaokullarında yok sanki. Göçmen kökenli Aile Birliği Başkanı anlatıyor: Toplantı yapıyoruz. İçlerinde tek göçmen kökenli olan benim. Görev paylaşımı yapıyoruz, yardım eden de, Waffel…
İdeallerimizi mi değiştirsek?
Bugün arkadaşla telefonda saatlerce ideallerimizi konuştuk. Her zamanki gibi. Sabahın 8’inde ‘Çıktın mı yola?’ diye başlayan muhabbetlerimiz bazen proje muhabbetleriyle bitiyor. Dünyayı kurtarıyoruz sanki. Şunu yapsak, Bunu yapsak, Şurda şöyle bir eksik var, Burda böyle bir eksik var. Şu eksiği bu kapatır, Bu eksiği bu kapatır. Birşeylerin değişeceğine inanıyoruz ikimiz de. Yapılan çalışmalarla, verilen emekle…
Bir kadın yöneticinin hayatıma kattıkları..
İsmi Katja. Benim eski patronum. Yakın zamanda emekli oldu. Kadın yöneticilerin hayatımı ciddi manada yıprattığı bir dönemde girdi hayatıma. Yüzü gülen bir yöneticiydi. İşine geldiğinde gülümsemiyordu. Sürekli gülümsüyordu. İnsanları gülümseyerek karşılıyordu. Sabahları koridorda karşılaştığı herkese “Nasılsın?” derdi. Bazen ayak üstü muhabbetler kahkahalarla biterdi sabahın 8’inde. Bazen bizden sonra gelirdi. Kahkahalarını duyar, “Katja gelmiş” derdik. “Nasılsın?”…
Sen oynamasını bilmiyorsun ki!
Dün oğlumla konuşurken ‘Nintendo’yla oynamıyorsan ben oynayacağım’ dedim. ‘Sen oynamasını bilmiyorsun ki’ dedi. ‘Ben çocukken kaç kez kurtardım o prensesi sen biliyor musun?’ dedim. Sonra dönüp eşime ‘Küçücük çocuk bile teknik bilgime güvenmiyor. Neden yapabildiğim şeyleri görmüyorsunuz?’ dedim. O da beni daha çok kızdırmak için ‘Niye ki? Bence pilavı güzel yapıyorsun.’ dedi. Sonra iki arkadaşla…
Anaokullarında Ramazan Postası
Anaokulları için hazırladığım Ramazan çalışması geçtiğimiz hafta Klett Kita Yayınevi tarafından yayınlandı. Çalışma “Rundum stark in allen Bildungsbereichen” adlı kitapçığın içinde yer alıyor. Çalışmanın adı: Wir haben Ramadanpost! (Ramazan postamız var) Neler var içinde? İki çocuklu, bir kedicikli Ramazan hikayesi Hikayeye uygun fotoğraflar Konuya uygun bir aktivite Ramazan’a dair önemli bilgiler Anaokulu öğretmenlerinin kullanabileceği metodlar Çalışma…
Anne bizim evimiz depremde yıkılmaz değil mi?
Depremin üzerinden 18 gün geçti. Oğlum hala derste bu konuyu konuşmadıklarını söylüyor. Okulundan da herhangi bir mail gelmedi. Oysa Türkiye’den çok fazla göç almış küçük bir şehirde yaşıyoruz. Zamanında Türkçe sınıflar bile varmış Türkiye’den gelen ailelerin çocukları için. Bu kadar ilgisiz kalınması, depreme şahit olmuş yüzlerce çocukla bu konuların konuşulmaması şaşırttı beni. Umarım diğer sınıflarda…
Sebepler dairesinde dolaşırken..
De ki: Allah bana yeter.. Tevbe Suresi, 129.Ayet İki gün önce eve dönerken balkondaki komşum Frau W. ile karşılaştım. Konuşmaya başladığımda sesimin kısıldığını farketti. “Test yaptırdım. Galiba Corona oldum” dedim. Bir süre sonra Frau W. mesaj gönderdi. Eşinin geçirdiği Corona’dan yola çıkarak neler yapabileceğimi yazmış. Birkaç saatte bir mesaj yazıyor, durumumu soruyor, dışardaki işlerimle ilgilenmeyi teklif…
Bize Meryemini anlat..
Meryem & Maria’nın online buluşmaları sona erdi. Bu da programın değerlendirmesi. Dokuz hafta boyunca Almanya’nın dört bir yanından 20 hanımla online buluştuk. ‘Bize Meryemini anlat’ diyerek başladık programa. Yayına katılan kadınlar özelliklerini anlattı. Sonra ihtiyaçlarını. Herkes kendine bir ihtiyaç kavanozu hazırladı. Günlerini, haftalarını planladı. Kendine hedefler koydu. Sonra gruplara ayrıldık: 5 yaşındaki Meryem 15 yaşındaki…
Meryem & Maria – Online Buluşma (2)
İkinci yayın bu akşam sona erdi. Bugünkü konumuz 40 yaşındaki Meryemdi.. Meryem toplumda kendini nasıl ifade ediyor? Kendi iç dünyasında neler oluyor? İhtiyaçları neler? Ne kadar memnun kendinden? Ne kadar cesur? Ne kadar özgür? Meryem’in hayatı ne durumda? Sağlığı ne durumda? Aile, akraba, arkadaş ilişkileri ne durumda? İbadetleri ne durumda? İki çalışma yapacak Meryemler bu…
Meryem & Maria- Online Buluşma (1)
Coaching hesabım Instagram’da hanımlar tarafından büyük ilgi görmüştü. Unutamadığım mesajlardan biri şuydu ‘Başörtülü bir kadının bu kadar çok alanda bilgi sahibi olması beni çok şaşırttı.’ Malum en sevdiğim konular Job Center, Finanzamt (Vergi Dairesi) ve iş imkanlarıydı 🙂 7/24 bilgi paylaştığım hesabımda zamanla hayatımdan kesitler paylaşmaya başladım. Çünkü Almanya’ya yeni gelen kadınlar toplum içinde yaşayan Müslüman…
Terör örgütünden kaçan Somalili anne
08.06.2021 tarihinde Instagram’da paylaştığım yazı: Bugün Story’de bahsettiğim arkadaşım evlendiğinde 13 yaşındaymış. Kendisi Somali’de hemşire, eşi ise öğretmenmiş. On sene evli kalabilmiş, sadece yedi senesini birlikte geçirebilmişler. Somali’nin en büyük terör örgütü musallat olmuş başlarına. “İnsanları Hristiyanlaştırıyorlar, biz Müslümanız.Müslümanlar için çalışacaksın” diyerek hastaneye gelen bazı isimleri şırıngayla öldürmesini istemişler. Kabul etmeyince ölümle tehdit etmişler. Kaçmaktan…
Yakın arkadaşlar listesi
Instagram’ın yakın arkadaşlar listesine girmişseniz karşı tarafın ya yakın arkadaşısınızdır ya da sizi kendine yakın görmüştür. Farklı bir nedeni de olabilir elbette. Nasıl işliyor sistem Instagram’da? Listesine girdiğimiz kişi bize özel paylaşımlar yapıyor. Tepki veriyorsak iletişim kuruyoruz. Vermiyorsak sadece izliyoruz. Şimdi gerçekten kendinize yakın hissettiğiniz isimleri düşünün. Aranızdaki ilişkiyi. Şuan nerede? Ne durumda? Ne yaşıyor?…
Max leblebi yemek istiyor
“Anne okulda beslenme çantamdaki yiyecekleri Max ile paylaşıyorum.” “Paylaşabilirsin oğlum.” “Max Ali’nin de beslenme çantasındakileri istiyor.” “Max’ın yanında çantası olmuyor mu?” “Oluyor. Nutella’lı ekmek getiriyor ama onu yemek istemiyor. Leblebi yemek istiyor.” Büyükler yöresel yemeklerini kolu komşusuna tanıtmaya çalışırken çocuklar bu çeşitliliğin içinde yetişiyor. Kimse müdahale etmedikçe çocuklar yediği yiyeceği yiyecek olarak kabul ediyor. Ama…
Merhaba Betül Hanım,
Çok önemli bir noktaya değinmişsiniz yine. Ben ayrıca aidiyet duygusundaki yetersizlik olarak da okuyorum bu sorunu. Nesillere yenileri eklenmesine rağmen aidiyet duygusu olması gereken seviyedeki bir hassasiyete ulaşamamış bence.
Kolaylıklar diliyorum
Bende burdan tecrübelerimi paylaşmak isterim dilim döndüğünce. Burda ‘da Araplar pek İspanyollar ile sosyalleşmiyorlar. Okulda veli toplantısına azınlık katılıyor ben çoğu konuyu anlamasamda ya ben ya eşim mutlaka katılır. Okul aile birliği yardım fonunda pek Müslüman yardım etmiyor o parada okul için harcanıyor genelde. Yapılan kutlama vs tek Müslüman genelde ben oluyorum. Okulda simdiye kadar bir ayrımcılığa rastlamadim. Hatta bazı programlarda arapca bile yazıyorlar bazi kelimeleri. arkadaş (İspanyol) onlarla devamlı oturup kahve içtiğimde şunu demişti: ” senin eşin sana nasıl izin verdi dışarıda kahve içmeye”? Meğer onların zihninde Müslüman kadın bunu yapamaz. Sonrada alıştılar bana.. bize. Arap arkadaşla kahve içmek istesem dışarıda terasda değil içeride oturmak istiyor ayıp diyor… yani konuyu okula geri getirmek istiyorum onlar kendileri istemiyor çoğu şeyi gerek görmüyorlar… aralarında gruplasiyorlar.
Benim annemde babamda gitmezdi veli toplantılarına sonradan ben gittim hem kardeslerimin toplantısı olunca. Onların bahanesi dil sorunuydu… biraz uzun oldu inşallah konudan sapmamışımdır
Cok güzel bir konuyu ele almışsın, sadece ana okullarinda degil, ilk okul, orta ve lise de de ayni durumla karsi karsiya kaliyoruz maalesef. Ya cok aktifler yada hic yoklar gibi bir durum söz konusu.
Göçmen kökenli cok genel bir kavram. Bence sosyal statü ve eğitime bakış acisi ile ilgili tamamen.
Eğitim göçmen kökenliler icin de her gün daha fazla önem kazansa da, ailelerin cocuklarinin egitimindeki önemini veya görünür olunmasını kavrayamayan bir sürü ebeveyn var.
Bizim anne babarimizin dil problemleri vardi ama her veli toplantisina katilirlardi, her program, her senlikle olurlardi. Belki de dil probleminden dolayi bunu yapma geregi hissettiler, en azindan bu sekilde görünür olmayi tercih ettiler. Anlamasalar da, konusmalara dahil olamasalar da.
Ama suan dil problemini bir cok aile halleti, bunun getirdigi bir rahatlik olabilir. Okul/ öğretmen ile görüşme ihtiyaçlarını birebirde halledebiliyorlar. Genel bir programda bulunmak onlar icin cokta zaruri görünmüyor gibi.
Ben hep soruyorum kendime, 3 sene sinif ögretmeni oldugum bir öğrencinin velisi 6 veli toplantisina katilmadi. Hic mi okulda olup bitenler ilgilendirmiyor? Hayir. Gercekten de ilgi duymuyor. Ama ne zaman kötü bir not, kötü bir davranis sergileniyor, veli hemen baglantiya geciyor. Bu cok daha farkli bir okula bakis. Zaten ben istedigimde öğretmen ile görüşüyorum.
Birde farkli bir bakis acisini Ref de kazanmıştım, beni cok sasirtmisti.
Seminerleiter’in dedigi suydu ve bana cok mantıklı gelmisti. Anne baba olanlarin okula ve okul hayatlarina bakmak gerekiyor. Eger okul, sinif ve öğretmen ile negatif duygulari kodladilar ise ve tetikleniyorlar ise, çünkü kendi okul hayatlari kötü gecmis olabilir, o velileri okula getiremezsiniz. Onlar icin okul kötü anilardan ibarettir.
Birazda psikolojik bir aciklama idi..
Üzücü.
Ve bence değişmeyecek veya cokta çözülecek bir problem degil.
Elimizdeki mevcut potansiyeli degerlendirmeye enerjimizi harcamamiz gerektiğini düşünüyorum.
Seni seviyorum güzel insan.