Sen de 15 Kasım'da çocuklara kitap oku

15 Kasım 2024 Almanya’da Kitap Okuma Günü (Bundesweiter Vorlesetag). Stiftung Lesen, Die Zeit ve Deutsche Bahn Stiftung tarafından her sene Kasım ayının üçüncü Cuma Gününde düzenleniyor. Bu sene 21. kez düzenleniyor. Amaç, topluma çocuklara sesli kitap okumanın önemini hatırlatmak. 

Vorlesemonitor 2023 sonuçlarına göre ailelerin yüzde 36’sında çocuklara ya çok az ya da hiç kitap okunmuyor. Dr.Jens Brandenburg sonuçlar hakkında şöyle diyor:

 “Bu alarm verici derecede yüksek bir sayı. Kitap okunmayan çocuklar kitap okumayı çok daha zor öğrenir. Bu durum bütün eğitim hayatlarını negatif etkiler.”

Kitap Okuma Günü aynı zamanda Almanya’nın en büyük Sesli Kitap Okuma Şöleni (Vorlesefest).

Çocuklar biraraya geliyor.

Hep birlikte farklı hayatlarla tanışıyorlar.

Fantezileri ve kelime hazineleri gelişiyor, 

farklılıklarla yaşamayı öğreniyorlar.

Birbirini tanımayan aileler birbirleriyle tanışıyor.

Kitap Okuma Günü toplumu bileştiriyor. 

Dede torununa kitap okuyor

 15 Kasım’da çocuklara nasıl kitap okuyabilirim?

Anaokulları, ilkokullar ve kütüphaneler gönüllülerden gelecek teklifleri bekliyor.

Yapman gereken tek şey, 

 Okumak istediğin kitabı seçtikten sonra, yüz yüze veya E-Mail ile kitabı okumak istediğin yerle irtibata geçmek.

Şimdiden, en geç 1 hafta içinde irtibata geçmen gerekiyor.

Tatilde hemen hemen bütün kurumlar 1-2 hafta kapanmış olacak. 

 Almancan yeterli değilse Türkçe veya bildiğin diğer dillerde kitap okumayı teklif edebilirsin. Göçmen kökenli ailelerin yoğunlukta olduğu bölgelerde kütüphanelerde Türkçe, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca da okunuyor. 

Bazı anaokulları ikidilli kitaplara da ilgi duyuyor. Aynı kitap iki dilde, iki kişi tarafından okunuyor. Bir kişi bir sayfa Almanca, bir kişi diğer dilde okuyor. Bu şekilde kitap okunan yerlerden çok olumlu geri dönüşümler geliyor. Çocuklar bütün hikayeyi anlıyor. 

Çok sayıda çocuğun Almanca bilmediği anaokulu ve okullarda Türkçe kitaplar olumlu karşılanmayabilir. Mümkünse bu teklifi çocukların dil problemi yaşamadığı kurumlarda yapabilirsin.

Bazı bölgelerde Türkçe önem görmüyor. Böyle bölgelerde Türkçe’nin önem gördüğü derneklerle irtibata geçebilirsin. 

Dernekler de ilgi göstermiyorsa kendi evinde ‘Kitap Okuma Günü’ düzenleyebilirsin.  

Çocukların arkadaşlarını veya komşuların çocuklarını davet edebilir.

Hatta bütün organizasyonu çocuklarına yaptırabilirsin. 

Davetiye hazırlayabilir, kitap okuma saatinden sonra ne yapmak istediklerini söyleyebilirler. 

Okuma yazmayı bilen çocuklar misafir çocuklara kitap okuyabilir.

Bütün misafirler okuma yazmayı bilen çocuklar ise, hep birlikte bir kitabı sesli okuyabilirler. 

Arkadaş veya komşularının desteğiyle farklı dillerde de kitaplar okuyabilirsiniz. 

Kitap okuma saatinden sonra kitapla alakalı bir etkinlik yapabilir, farklı dillerde şarkılar söyleyebilir veya birlikte Waffle pişirebilirsiniz. 

 

Ben 15 Kasım’da okuldayım, sen nerdesin?

 

Kitap Okuma Gününde çocuklarımın okulunda çocuk kitabım “Meryem feiert im Kindergarten das Ramadanfest” okuyacağım. 

Öğleden sonra ise evde Kitap Okuma Günü düzenleyeceğiz. Çocuklar küçük misafirler için davetiye hazırlayacak, okunacak kitabı seçecek ve bir etkinlik düşünecek. 

Sen Kitap Okuma Gününde (Vorlesetag) neler yapacaksın? Fikirlerini yorumlarda bizimle paylaşabilirsin.

Vorlesetag 2019

Detaylarla alakalı Bundesweiter Vorlesetag sitesinden bilgi alabilirsin.

Burayı tıkla.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ramazan’da Kindergarten’e kitap hediye et

Ramazan’da Kindergarten’e kitap hediye et Bugün bloguma maddi destek olan biri “Abla inşallah Ramazan sadakası niyetine geçmiştir” dedi.  İyiki hatırlattı Ramazan sadakasını. Eğer Kindergarten’e veya Grundschule’ye (ilkokul) giden bir çocuğunuz varsa bu sene Ramazan’da kitap hediye edebilirsiniz okulun kütüphanesine veya Kindergarten grubunuza. Çeşitliliği anlatan çocuk kitapları hala çok az. Bazı Kindergartenlerde ise Müslüman ailelerin hayatını anlatan bir tane bile kitap yok.  Weihnachtsspende diye bir gelenek var zaten. Aileler noelde Kindergarten’e bir sürü oyuncak, kitap hediye ediyor. Müslüman aileler de Ramazan’da aynısını yapabilir “Ramadanspende” adı altında.  “Acaba yanlış anlaşılır mı?”, “Acaba ne derler?” gibi düşüncelerle kendinizi negatif etkilemenize gerek yok. Kimse yanlış anlamaz, kimse de birşey demez. Tam aksine çok da memnun olurlar.  Ailelerin en fazla söz hakkına sahip olduğu bir yer varsa orası Kindergarten.  Diğer yandan,  pedagogların, eğitmenlerin en önemli görevlerinden biri çocukları geleceğe hazırlamak.      Biz şöyle yaptık: Ramazan yaklaştığında gruba haber verdim.  “Ramadanspende” vermek istediğimizi ama neye ihtiyaçları olduğunu bilmediğimi söyledim. Bir kaç gün sonra geri döndüler.  Oğlumun Kindergarten’i için şöyle bir oyun aldık: Hammerspiel Kızımın Kindergarten’i ise yeterince paten olmadığını söylemişti. Onlara da şöyle bir şey almıştık: Rollschuhe Bir sene sonra Ramazan’a dair kitaplara ihtiyaçları olduğunu söylediler. O günden beri her sene “Ramadanspende” olarak kitap hediye ediyorum. Bu sene son Ramazan hediyemizi verip ayrılacağız Kindergartenden. Şimdiye kadar hediye ettiğim kitaplar şunlar: Meryem feiert im Kindergarten das Ramadanfest  Neele und Betül erleben den Ramadan Wir haben Ramadanpost, in Rundumstark in allen Bildungsbereichen Wir basteln eine Gute Taten Box, in Rundumstark in allen Bildungsbereichen (bu sene hediye edeceğiz) (Son iki dergiye abone olmak gerekiyor. Tek bir dergi isteyenlere yazının yazarı olarak sipariş verebiliyorum.) Bunlar dışında Google’a “Ramadan Kinderbücher” yazarak farklı kitaplara ulaşabilirsiniz. Dattelbeere’nin Shop’unda da kitaplar bulabilirsiniz.  Bu listede de sıraladığım kitap isimleri var: Linksammlung rundum den Ramadan    Senelerdir tanıştığım bütün küçük çocuklu ailelere “Kindergarten’de çokkültürlü, çokdilli projeler yapıyorlar mı?” diye soruyorum.  Bazı aileler bilmiyor. Bazı aileler “Hayır” diyor.  Bazı aileler ise yapılanları yeterli bulmuyor.  Yeterli bulmayan aileler Kindergarten’i destekleyip açıkları kapatabilir.  Hediye edeceğiniz her kitap çocuklara okunduğunda çocuklar o konuları eğitmenleri ile konuşacak.  Her kitap senelerce Kindergarten’de kitaplıkta duracak.  Yirmi otuz sene sonra gelen çocuklara da okunacak.    Sadece Kindergarten´e değil, şehrinizdeki kütüphanelere de hediye edebilirsiniz okunmasını istediğiniz kitapları. Kindergarten ve okullar kütüphanelerden de çok kitap alıyor. Hem onlar, hem de diğer aileler bir çok kitaba ulaşabilir Ramazan bağışınız sayesinde.  Siz de bir gün torunlarınız olduğunda, kütüphaneye gider otuz sene önce hediye ettiğiniz kitabı elinize alır, torunlarınıza okur, bugünleri anarsınız onunla..   www.meryemundmaria.de Betül Özdemir  www.meryemundmaria.de Betül Özdemir  Post Views: 270

Read More »

Kindergarten neden çokkültürlü/çokdilli eğitimi destekleyen projeler yapmıyor?

Kindergarten neden çokkültürlü/çokdilli eğitimi destekleyen projeler yapmıyor?   Sabah Kindergarten’e girdim.  Erzieherin(eğitmen) benimle konuşmak istediğini söyledi.  Ramazan hazırlıklarına başlamışlar.  Biraz projeden bahsetti.  Benden bir tane seccade getirmemi rica etti.  Benimle konuşan kişi Frau F. kültürel projelerden sorumlu.  Öyle dışardan proje yapmaya gelen biri değil.   Ekipten biri.  Kindergarten ekipten üç kişiye bu görevi vermiş.  Bütün grupları sırayla gezip onları dünyayla tanıştırıyorlar.  Yaşadığımız yeri çocuklara tanıtan da onlar.  Volkshochschule (Halk Eğitim Merkezi) ile ortak çalışmalar yapıyor, haftada bir gün kütüphaneye götürüyorlar çocukları.  Şimdi de sırada cami varmış.  “Caminin içi nasıl?” “Müslümanlar nasıl ibadet ediyor?” göstermek istiyorlarmış.    Konuşmaya şahit olan kızımın gözleri parladı.  “Soll ich dir zeigen wie man betet?”  (Nasıl namaz kılındığını göstereyim mi sana?)  Frau F.’in oğlu bu hafta annesine göstermiş nasıl namaz kılındığını.  Okulda din dersinde bu sene bütün dinleri anlatıyorlarmış.  Çok hoşuma gitti bütün dinlerin anlatılıyor olması.  Dört sene boyunca böyle olsa ben de çocuklarımı din dersine göndermek isterdim.  Hatta keşke din ve etik dersi çocukları bölmeden anlatılsa Drei Religionen Grundschule de olduğu gibi. Börek de yapacaklarmış Kindergarten’de.  Frau F.’nin Türk kültürüne olan ilgisini anlamak için özel hayatında Türk kültüründe yaşayan arkadaşları var mı diye sordum.  Yokmuş.  35 yaşındaki Frau F.‘nin bu kadar farklı kültürlere ilgisi olmasına rağmen göçmen kökenli arkadaşının olmaması yaşadığımız yerin geçmişini az çok anlatıyor sanırım. Her sene birşeyler yapıyorlar Ramazan’da. Geçen sene hurmalı kek yaptılar.  Bir grup keki yapıp hediye paketlerine koyup diğer gruba hediye etti. Gruplar kendi aralarında bayramlaştı yani.  Ondan önceki sene de Türkiyeyi anlattılar çocuklara.  Ramazan davulu yaptılar birlikte.  Kurban Bayramında kuzucuk yaptılar.  Ve günlerce çocuklarla bu konuları anlattılar.  Çünkü bütün çocukların toplumu tanımalarını istiyorlar.  Hemen hemen her hafta yeni bir konu işliyorlar. Düşünün ne kadar çok konu işlendiğini. Ne zaman bir fotoğraf paylaşsam şu soruyla karşı karşıya kalıyorum: Bizim Kindergarten neden böyle şeyler yapmıyor?  Pekçok nedeni var aslında. Bazı yerlerde personel tembel. Ekstra bir iş yapmak istemiyor. Bazı yerler ise kırk sene önceki sistemle çocuk bakmaya devam ediyor. Hala çocukları cezalandıran kurumlar var mesela. Bazı yerlerde göçmen kökenli çocukların taşıdığı zenginliğe değil, standard çocuk eğitiminde ‘normal’ görülmeyen yönlerine odaklanılıyor.  Zaten çocuk Almanca bilmeden Kindergarten’e başlamışsa aile birçok önyargının kurbanı oluyor. Almanca bilmeyen çocuk bir de hareketli bir çocuksa o çocuğun dili, dini, kültürü değil problemli davranışları konuşuluyor. Diğer yandan böyle yerlerde iki ilgili aile varsa, on ilgisiz aile oluyor. İlgili aileler ilgisiz ailelerin arasında kayboluyor. Hatta ilgili aileler zamanla kurumda küçümseyici davranışlar gördüklerinde geri çekiliyor, mümkün olduğunca iletişim kurmamaya başlıyorlar. Onlar da geri çekilince “çokkültürlülük”, “çokdillilik” projeleri yalan oluyor.   Çeşitlilik projelerini önemseyen ama harekete geçemeyen müdürler ise diğer problemleri sıralıyor: Bütçe yok. Personel yok. Var olan personel hastalanıyor. Aynı anda bir kaç personel hastalandığın açığı kapatmak için gruplar birleştiriliyor. Çocukların birçoğu Almanca bilmiyor. Personel diğer kültürlere ilgi duymuyor. Göçmen kökenli personel bile yeni fikirler getirmiyor. Destek olan aile ya yok ya da çok az. Bunlar da benim gözlemlerim:  1-Çocuklarına Almanca öğretmeyen aileler bu görevi Kindergarten’e bırakıyor. Gruplarda Almanca bilmeyen çocukların sayısı arttığında ekip motivasyonunu kaybediyor ve ekstralarla uğraşmıyor.   2-Alman kültürüne ilgisiz davranan, etkinliklere katılmayan aileler, kendi yaşadıkları kültürün de önemsenmemesine neden oluyor.  3-Ailelerin bir kısmı “Vielfalt”, “Diversity”, “Inklusion”, “interkulturelle Erziehung”, “interreligiöse Erziehung” gibi terimlerin ne manaya geldiğini anlamıyor veya önemsemiyor.   4-Bazı aileler için 2-6 yaş dönemi çok da önemli bir dönem değil. Kindergarten’i oyun parkı gibi görüyor. Duvarda asılı mektuplar dışında hiçbir şeyden haberi olmuyor. Hatta bazı ailelerin o mektuplardan da haberi olmuyor. 5-Göçmen kökenli aileler “çeşitlilik” konusunda Kindergarten’i desteklemiyor. Bazı kurumlarda sadece Ramazan Bayramında şeker, kek, poğça gönderiyor aileler. Bu da yeterli değil. 6-Bundan 15-20 sene önce yaşanmış olaylar bugün yaşanmış gibi anlatılıyor etrafa. Bir başkasının olumsuz tecrübesinden olumsuz etkilenen aile kendine şans tanımıyor. “Zaten yapmamışlar, zaten yapmayacaklar” deyip geri çekiliyor, talep bile etmiyor.  7-Bazı ailelerde yanlış anlaşılma korkusu var. Belki de dışlanma veya kendini ifade edememe korkusu.  8-Bazı aileler Kindergarten‘de farklılıklarının dikkat çekmesini istemiyor. Ama evde çocuklarına “Biz Alman değiliz, Türküz” , “Biz onlar gibi değiliz” gibi cümleler kuruyorlar. Onlar kim, biz kim?  Madem “onlar” gibi değil çocuk, neden Kindergarten’de “onlar” gibi?  Toplumda sürekli “onlar” gibi olan çocuk, sürekli uyum sağlayan çocuk bir gün “Ben kimim?” dediğinde bu soruyu nasıl cevaplayacak?  Tiktok’ta gençler bu konularda dertleşiyorlar birbirleriyle.   Dinlemenizi tavsiye ederim. 9-Bazı kişiler kendi görüşlerini başkalarının görüşlerinden daha değersiz görüyor. Çocuğunun gelişiminde Kindergarten tarafından eksik bırakılan kısımları görse bile dile getiremiyor. Hele bir de konu din ve dil ise. Küçümsenmekten ve dışlanmaktan korkuyor belki de.  (Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Lütfen siz de ekleyin gözlemlerinizi yorumlara.) Her ne kadar aileler kendilerini “Biz Türkler”, “Biz Müslümanlar”, “Biz göçmenler” gibi gruplaştırsa da aslında onları bu etiketler birleştirmiyor.  İlle etiketleyeceksek şöyle etiketleyelim: İlgili aileler, ilgisiz aileler Aktif aileler, aktif olmayan aileler Değişim isteyen aileler, değişim istemeyen aileler Konuşan ama harekete geçmeyen aileler, konuşan ve harekete geçen aileler “Ben neler yapabilirim?” diyen aileler, “Banane ya” diyen aileler Aşağıdaki kısım “Ben neler yapabilirim?” diyen aileler için… Ben neler yapabilirim? “Benim Almancam iyi değil” deyip geri çekilmenize gerek yok. Bazen davranışlarınızla da anlatabilirsiniz önemsediğiniz şeyleri. Kindergarten’in önemsediği ve sizin önemsediğiniz özel günlerde çocuklara birşeyler götürebilirsiniz. Zamanla ekip önemsediğiniz günleri fark ediyor ve daha hassas olmaya başlıyor o günlerde.  Ramazan’da “Ramazan bağışı” yapabilir, Bu konularda kitaplar hediye edebilirsiniz. Bütün etkinliklere katılmalı, yardım etmeli, diğer ailelerle tanışmalısınız. Tanıştığınız herkes fikirlerinizden haberdar olacak. Bazı insanlar “Hiç böyle düşünmemiştim” diyor anlattıklarınızı duyunca. Zaten genelde küçük çocuklu ailelerle konuşulan konu “çocuk eğitimi” oluyor ve bir şekilde konu çokdilliliğe, çokkültürlülüğe geliyor.  İnsanlar merak ediyor evde ne yiyip içtiğinizi 🙂 Mümkünse Elternbeirat’a (Aile Birliği) girin. Ben girmedim çok yoğun olduğum için. Sosyal medya paylaşımlarıyla gündem ediyorum önemsediğim konuları. Önceden Instagram’dan, şimdi Whatsapp’den. Siz de sosyal medyayı kullanabilirsiniz gündem etmek istediğiniz konularda. Motivasyonunuzu kaybetmemek için sosyal medyadan bu konuları gündem eden kişileri takip edebilir, çevrenizle fikir alışverişi yapabilirsiniz. Bizim Kindergarten kapıya bir kutu koymuştu.  Herkese çocukların evde yaşadığı kültür ve konuştuğu diller sorulmuştu.  Biz de yazıp attık kutuya. Belki müdürünüze bu fikri anlatabilirsiniz. Bir de size önemsediğiniz noktalar sonulduğunda muhakkak önemsediğiniz bütün konuları yazın. Örneğin şöyle: Mehrsprachigkeit, interkulturelle/interreligiöse Erziehung, Medienkompetenz, Resilienz, Inklusion. Diğerlerini (Selbstkompetenz, Sozialkompetenz, Sachkompetenz etc.) zaten her Kindergarten önemsiyor.    Mücadele ederken zaman zaman kendinizi yalnız da hissetseniz yalnız olmadığınıza

Read More »
+ posts